
Kernberg ve Aktarım Odaklı Terapi (AOT) Nedir?
Aktarım Odaklı Terapi (AOT), psikanalitik yaklaşıma dayanan ve kişilik bozukluklarının tedavisinde kullanılan bir terapi yöntemidir. Bu terapi, özellikle sınırda kişilik bozukluğu (Borderline) ve diğer karmaşık kişilik bozukluklarıyla mücadelede etkili olmasıyla bilinir. Otto Kernberg tarafından geliştirilen bu yöntem, bireyin iç dünyasındaki çatışmaların ve savunma mekanizmalarının derinlemesine incelenmesini amaçlar. Kernberg'in teorisi, kişilik yapılarının daha bütünleşmiş bir hale gelmesini hedefler ve danışan-terapist ilişkisindeki aktarımı detaylı bir şekilde ele alır.
Aktarım Odaklı Terapi’nin Temel İlkeleri
1. Aktarımın Analizi: Aktarım Odaklı Terapi, danışan ile terapist arasında oluşan duygusal ve bilişsel tepkileri, yani aktarımı, analiz eder. Danışan, terapistine karşı hissettiği duyguları, geçmiş ilişkilerindeki duygu ve düşüncelerle bağlantılı olarak yeniden yaşar ve bu aktarım süreç içerisinde detaylı şekilde ele alınır.
2. Savunma Mekanizmaları: Kernberg'in teorisinde, savunma mekanizmalarının bilinçdışı süreçlerde büyük bir rolü vardır. Bölme (splitting), idealizasyon, değersizleştirme gibi mekanizmalar, kişilik bozukluklarının temel özellikleri arasında yer alır ve terapi sürecinde bunların fark edilmesi önemlidir.
3. Kendilik ve Nesne Temsilleri: Aktarım Odaklı Terapi, bireyin kendilik algısını ve diğerleriyle olan ilişkilerini (nesne temsilleri) daha derinlemesine anlamayı amaçlar. Kernberg, bu temsillerin entegrasyonunu sağlayarak, danışanın daha sağlıklı ilişki kurma becerilerini geliştirmeyi hedefler.
Kernberg'in Psikanalitik Teorisine Dayalı Aktarım Odaklı Terapi’nin Amaçları
- Duygusal Regülasyonun Geliştirilmesi: Danışanların duygularını tanıması, anlaması ve düzenlemesi sağlanır.
- Kişilik Yapısının Bütünleştirilmesi: Aktarım Odaklı Terapi, bireyin bölünmüş kendilik temsillerini bütünleştirerek, daha dengeli bir kişilik yapısına ulaşmayı amaçlar.
- İlişki Dinamiklerinin İyileştirilmesi: Danışanların sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurabilmeleri için, terapi sürecinde ilişki dinamikleri detaylı olarak incelenir.
Vaka Örneği: Aktarım Odaklı Terapi (AOT) Sürecinde Sınırda Kişilik Bozukluğu (Borderline) Tedavisi
Danışan Profili:
Adı Ayşe olan 27 yaşındaki kadın danışan, uzun süredir yoğun kaygılar, ilişki sorunları ve duygusal dalgalanmalar yaşıyor. İlişkilerinde sürekli olarak terk edilme korkusu ve değersizlik hisleri ön planda. Kendini bazen aşırı idealize ediyor, bazen de kendini tamamen değersiz görüyor.
Terapinin İlk Aşamaları:
Ayşe, terapinin ilk seanslarında geçmiş ilişkilerinden sıklıkla bahsediyor. Özellikle ebeveynleriyle yaşadığı çatışmalar ve romantik ilişkilerinde yaşadığı terk edilme deneyimleri ön planda. Ayşe, terapistini bazen idealize ediyor, bazen ise ona karşı büyük bir öfke duyuyor. Bu duygu dalgalanmaları, Aktarım Odaklı Terapi'nin aktarım analizine odaklanarak ele alınıyor.
Orta Aşama: Aktarımın Derinlemesine İncelenmesi:
Terapist, Ayşe'nin kendisine karşı hissettiği bu karmaşık duyguların, geçmişte yaşadığı travmatik deneyimlerle nasıl bağlantılı olduğunu fark etmesini sağlıyor. Ayşe, terapistini bazen aşırı idealize ederken, bazen de onu yetersiz ve ilgisiz bulduğunu ifade ediyor. Bu duygu geçişleri, Ayşe'nin geçmiş ilişkilerindeki tutarsızlıklarla bağlantılı olarak ele alınıyor.
Terapide Savunma Mekanizmalarının Ortaya Çıkışı:
Ayşe, terapi sürecinde bölme (splitting) mekanizmasını yoğun bir şekilde kullanıyor. Terapist, bu durumu fark ettirerek, Ayşe'nin bu mekanizmayı nasıl ve ne zaman devreye soktuğunu anlamasına yardımcı oluyor. Örneğin, bir seans boyunca terapistine karşı aşırı sevgi dolu duygular hissederken, bir sonraki seans aynı terapiste karşı öfke ve hayal kırıklığı hissediyor. Terapist, bu duygusal dalgalanmaları analiz ederek Ayşe’nin kendilik algısını daha bütünleşmiş bir hale getirmeyi amaçlıyor.
Son Aşama: Entegrasyon ve Farkındalık
Ayşe, terapi sürecinin sonlarına doğru, kendilik temsillerindeki bölünmüşlüğün farkına varıyor. Artık ilişkilerinde daha gerçekçi beklentiler geliştirebiliyor ve terapistine karşı hissettiği duyguların geçmiş travmatik deneyimlerinden kaynaklandığını anlayabiliyor. Terapist, bu süreçte Ayşe'nin daha sağlam ve dengeli bir benlik yapısı oluşturmasına yardımcı oluyor. Ayşe, seanslar boyunca kazandığı farkındalık sayesinde, daha sağlıklı ve dengeli ilişkilere adım atmaya başlıyor.
Terapinin Sonuçları:
Ayşe, terapi sürecinde yaşadığı içsel çatışmaları ve duygusal dalgalanmaları daha iyi yönetebilir hale geliyor. Özellikle terk edilme korkusu ve değersizlik hislerinin, geçmiş travmatik deneyimlerle bağlantılı olduğunu fark ettiğinde, bu duygularla başa çıkmak için daha sağlıklı yöntemler geliştirebiliyor.
Sonuç ve Psikosentez Enstitüsü’nün Aktarım Odaklı Terapi Yaklaşımı
Psikosentez Enstitüsü, Aktarım Odaklı Terapi (AOT) yaklaşımında uzmanlaşmış terapistlerle danışanlarına hizmet vermektedir. Özellikle Otto Kernberg'in teorik yaklaşımlarını uygulayarak, kişilik bozuklukları ve duygusal zorluklar yaşayan bireylere etkili çözümler sunmayı amaçlamaktadır. Aktarım Odaklı Terapi, bireylerin içsel dünyalarındaki çatışmaları çözmelerine ve daha dengeli bir benlik yapısına ulaşmalarına yardımcı olur. Psikosentez Enstitüsü, bu süreci danışanlarına en iyi şekilde sunarak, kişilerin yaşam kalitelerini artırmayı hedeflemektedir.
----------
Psikosentez Enstitüsü Türkiye®, Almanca ve Türkçe dil seçenekleriyle dünyanın her yerinden ulaşabileceğiniz online hizmetler sunmaktadır.
Görüntülü WhatsApp veya Zoom üzerinden dilediğiniz yerden bağlantı kurarak online seanslara katılabilirsiniz.
Yasal Uyarı: Bu sayfadaki içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Psikolojik, tıbbi veya hukuki bir teşhis, tedavi ya da profesyonel danışmanlık yerine geçmez. Buradaki bilgilerden doğabilecek sonuçlardan yazarlar ve site sorumlu tutulamaz.