LGBTI+ Bireylere Terapi, Psikoterapi, Psikolojik ve Psikososyal Destek

Dönüşüm terapisi diye bir şey yoktur. Pseudo-Bilim yani saçmalıktır.

Uzun yıllardır Dünya’nın birçok ülkesinde, eşcinsel erkek ve kadınlara danışmanlık hizmeti vermekteyim. (Online LGBT Danışmanlık Hizmeti) Danışmanlık hizmetlerini bireye özel ve çiftlere özel olmak üzere iki ayrı şekilde uygulamaktayım.

Eşcinsel bireylere, danışmanlık uygulaması hizmetine başlama öykümün temelini, eşcinsel birey ve çiftlerin karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunarak birbirlerine karşı duygu ve görüşlerini açık ve net ifade edebilmeleri, böylece sağlıklı iletişim kurmalarını sağlama amacı oluşturmaktadır. Danışmanlık hizmetlerime başladığımdan beri hedefim, eşcinsel çiftlere bu fikir ve görüş alışverişlerini güvenli ve sağlıklı bir ortamda paylaşabilmelerini sağlamaktır.

Eşcinsellik hakkında görüşlerime gelirsek;

Eşcinslerin birbirlerine ilgi duyarak bir hayat birlikteliği kurma çabaları tarihin her döneminde görülmüş ve görülecektir. Çünkü eşcinsellik olağan ve normal bir durumdur.

Cinsellik, sadece cinsel ilişkiden ibaret değildir. Cinsellik, cinsel ilişkiden ayrı olarak sevgiyi de içeren kapsamlı bir terimdir.

Homoseksüellik (eşcinsellik), seksüel hisler, tecrübeler ve aşk bakımından heteroseksüelliğin eş değeridir.

Eşcinsiyete mensup bireylere ilgi duyan bireylerde eşcinsel yönelim söz konusudur.

Arzu ve tercih edilen seksüel davranışlar, vazgeçilmesi mümkün olan yönelimler değillerdir. Bu seksüel davranışlar, bireylerin kişiliğini oluşturan temel parçalardır.

Cinsel yönelim, değiştirilebilen bir davranış şekli değildir. Bu duruma örnek vermek gerekirse; kimse bir zebranın neden çizgileri olduğunu sorgulayamaz ya da zebradan çizgilerini değiştirmesini bekleyemezse aynı şekilde kimse, bir bireyin cinsel yönelimini sorgulayamaz ve cinsel yönelimini değiştirmesini bekleyemez.

Cinsel yönelimlerin oluşmasında genel kanının aksine ebeveynlerin çocuk yetiştirme şeklinin herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Ebeveyn evindeki yetişme ortamına bağlı olarak cinsel yönelimin sadece hızında bir değişiklik olabilmektedir.

Cinsel yönelimin, bireylerinin kişisel benliklerinin değiştirilmesi mümkün olmayan bir parçası olduğu üstteki satırlarda belirtilmiştir. Bu durumda asıl önemli olan bireyleri bu durumun farkına varması, ortaya çıkarması ve bu farkındalığını yaşayabilmesidir.

Herhangi bir bireyin cinsel yönelimleri sebebiyle "tedavi edilmesi" söz konusu değildir. Hiç kimsenin cinsel yönelimini kendi iradesiyle belirleyemeyeceği göz önüne alındığında "tedavi" veya "normalleşme süreci" gibi kavramlardan söz edilmesi imkansızdır. 21. Yüzyılda halen daha bazı Terapist ya da Hekimler eş cinselliğin sözde "onarım terapileri" ya da İngilizcesi "reparative therapy" ile tedavi edilebileceğini düşünmektedirler. (LGBTI+ Bireylere uygulanmaya çalışılan Onarım Terapisi)

Sosyoseksüel gelişim, bireyin kişiliğinin ayrılması mümkün olmayan bir parçası olan kendi cinsel doğasını yaşamayı öğrenme sürecidir. Nasıl heteroseksüelliğin oluşumuna ilişkin, şu ana kadar hiçbir teori geliştirilmemiş veya heteroseksüelliğe neden olan sebeplere ilişkin hiçbir araştırma yapılmamışsa; eşcinsellik için de böyle bir araştırma yapılması gereksizdir.

Günümüzde bilim insanları heteroseksüelliğin veya eşcinselliğin nedenlerine yönelik araştırmalar yapmak yerine heteroseksüel veya eşcinsel ayrımı yapmadan ilişkilerin geliştirilmesi ve mevcut ilişkilerin sürdürebilirliğinin arttırılması konusuyla ilgilenmektedir.

Bu yeni gelişmeler ışığında geleneksel değerlendirme ölçütleri de değişmiştir. En nihayetinde, cinsel istekler ortadadır ve bu isteklerin gerçekleşmesi için gerekenler, hemen hemen her insanda mevcuttur.

Artık bireyler, erkeklerin veya kadınların neden eşcinsel olduklarından çok eşcinsel bireylerin bireysel veya çift olarak, kendi kişiliklerini sağlıklı bir şekilde oluşturarak hayatlarını sürdürüp sürdürmemeleri konusuyla ilgilenmektedir.

Günümüzde bilim insanları heteroseksüelliği ve eşcinselliği, çok farklı şekillerde gelişebilen insan cinselliğinin farklı oluşum şekilleri kabul ederek tanımlamaktadırlar. Dolayısıyla, eşcinsellik ne bir hastalıktır ne de normal olmayan bir davranış şeklidir.

Ayrıca eşcinsellik insanın kendi doğasına karşı çıkışı, sapkınlık türü, bir tecavüz olayının sonucu ortaya çıkan durum ya da ahlaki çöküşün bir göstergesi değildir. Eşcinsellik, insan yaşamının gelişim gösteren yollarından ve insanlığın sevgi yeteneğini gösterme şekillerinden sadece biridir.

Abdullah ÖZER

Sosyal Çalışmacı, Bilim Uzmanı (Klinik Psikoloji), Aile Danışmanı

Uluslararası Akredite olmuş olduğu Psikoterapi Ekolleri ve Yöntemleri:

Ego State Therapy International (ESTIAkredite Ego State Terapisti
Ego-State-Therapie Deutschland (EST-DEAkredite Ego State Terapisti
Deutsches Focusing Institut (DFIAkredite Focusing Danışmanı/Terapisti
Deutsche Gesellschaft für Sexualforschung e.V. (DGfSAkredite Cinsel Danışman
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.Akredite Hipnoterapist
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPPAkredite Pozitif Psikoterapi Danışmanı
Viktor Frankl Institute Vienna (VFIAkredite Logoterapi ve Varoluşçu Analiz Eğitmeni

Üyesi olmuş olduğu Uluslararası Mesleki Kuruluşlar:

International Society of Hypnosis (ISH)
European Society of Hypnosis (ESH)
Milton Erickson Gesellschaft für Klinische Hypnose e.V. (M.E.G.)
Viktor Frankl Institute Vienna (VFI)
World Association for Positive and Transcultural Psychotherapy (WAPP)
Deutscher Dachverband Für Psychotherapie (DVP) e.V.

Psikosentez Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Türkiye İzmir'de ve Almanya Münih/Düsseldorf şehirlerinde Almanca ve Türkçe yüz yüze seanslar vermektedir. Bunun haricinden Dünya'nın neresinde yaşıyorsanız yaşayın Türkçe ya da Almanca Online TerapiOnline Cinsel TerapiOnline Psikoterapi ya da Online Psikolojik Danışmanlık ile SKYPE ya da WhatsApp üzerinden seanslara katılabilirsiniz. Bunun için Online Terapi sayfamıza göz atabilirsiniz.